
Boşanma ve Aile Hukuku
Aile hukuku, bireylerin aile içindeki ilişkilerini düzenleyen, aile üyelerinin birbirleriyle olan hukuki bağlarını belirleyen hukuk dalıdır. Aile hukuku, evlilikten boşanmaya, nafakadan mal paylaşımına kadar geniş bir yelpazede düzenlemeler içerir. Aile hukuku, bireylerin hem özel hem de ekonomik haklarını gözeterek, ailenin tüm fertlerinin refahını hedefler.
Aile hukuku, sadece evlilik ve boşanma ile ilgili düzenlemeler değil, aynı zamanda çocukların hakları, mal paylaşımı, nafaka gibi önemli konuları da kapsar. Bu hukuk dalı, devletin aile yapısına yönelik müdahalesi ile aile üyeleri arasındaki ilişkileri denetlemeye çalışır. Aile içi huzurun korunması için hukuki düzenlemeler, her türlü anlaşmazlık çözümünde yardımcı olmayı amaçlar.
Aile Hukuku Kapsamında Yer Alan Konular
Aile hukuku, oldukça geniş bir alanı kapsar. Bunlar arasında evlilik, boşanma, nafaka, mal paylaşımı, velayet gibi konular öne çıkar.
Evlilik
Evlilik, bir erkeğin ve bir kadının, hukuki bir bağla birbirine bağlanmasıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik, bir devlet işlemi olarak kabul edilir ve yalnızca devletin belirlediği şartlar altında geçerli sayılır. Evlilik, hem duygusal hem de ekonomik bir bağ oluşturur ve tarafları birbirine karşı belirli hak ve yükümlülüklerle bağlar.
Evlilikte tarafların birbirlerine karşı sadakat, karşılıklı saygı, birlikte yaşama, eşitlik ve yardım yükümlülükleri vardır.
Evlilik için belirli şartlar mevcuttur:
- Tarafların rızası
- 18 yaşını doldurmuş olmaları
- Evlenme engeli olmaması (örneğin, akrabalık derecesinin yakın olmaması)
Evlilikte Hukuki Haklar
- Eşlerin birbirlerine karşı sadakat yükümlülüğü
- Birlikte yaşama ve birlikte karar alma hakkı
- Evlilikten doğan mal ve mülkiyet hakları
- Çocukların bakımı ve eğitimi konusunda eşit sorumluluk
Boşanma Hukuku Nedir?
Boşanma hukuku, evlilik birliğinin sona ermesiyle ilgili düzenlemeleri içeren bir hukuk dalıdır. Aile hukukunun önemli bir parçası olan boşanma hukuku, yalnızca boşanmanın nasıl gerçekleşeceğini değil, aynı zamanda boşanma sürecindeki tüm hukuki hakların ve sorumlulukların belirlenmesini de kapsar. Evliliğin sona erdirilmesi ile ilgili kararlar, yasal düzenlemelere ve yerel mahkeme kararlarına dayanır.
Boşanma hukuku, özellikle taraflar arasındaki anlaşmazlıklar, mal paylaşımı, nafaka, çocukların bakımı ve velayeti gibi hassas konularda hukuki çözümler sunar. Bu alanda sağlanan hukuki hizmetler, hem tarafların hem de çocukların haklarının korunmasına odaklanır. Boşanma sürecinde taraflar arasında çıkabilecek her türlü anlaşmazlık, boşanma hukukunun kapsamına girer.
Boşanma Hukuku İle İlgili Temel Kavramlar
Boşanma: Evlilik birliğinin sona erdirilmesi.
Nafaka: Boşanmış eş veya çocuklar için yapılan mali destek ödemeleri.
Velayet: Çocukların kimle yaşayacağına dair hukuki düzenlemeler.
Mal Paylaşımı: Evlilik süresince edinilen malların adil bir şekilde paylaşılması.
Anlaşmalı Boşanma: Taraflar arasında anlaşarak boşanma sürecini yürütme.
Boşanma Hukuku Neleri Kapsar?
Boşanma hukuku, boşanma sürecinin her aşamasında karşılaşabileceğiniz çeşitli hukuki durumları içerir. Bu alan, sadece evliliğin sona ermesiyle ilgili işlemleri değil, aynı zamanda boşanma ile birlikte ortaya çıkan birçok önemli sorunun çözümünü de sağlar.
1. Boşanma Davası
Boşanma hukuku, boşanma davasının nasıl açılacağı, sürecin nasıl ilerleyeceği ve tarafların haklarının nasıl korunacağı konularıyla ilgilidir. Evlilik birliği sona erdiğinde, tarafların hem hukuki hem de mali açıdan adil bir çözüm bulması büyük önem taşır.
2. Nafaka Düzenlemeleri
Boşanma hukuku, eşlerden birinin diğerine veya çocuklara nafaka ödemesini gerektiren durumları da kapsar. Nafaka, boşanmış eşin ekonomik olarak zor durumda kalmasını önleyen bir destek türüdür.
3. Mal Paylaşımı
Boşanma sırasında edinilen malların paylaşımı oldukça kritik bir konudur. Boşanma hukuku, mal rejimlerine göre mal paylaşımını belirler. Eşler arasında mal paylaşımı yapılırken, adil bir düzenleme sağlanması hedeflenir.
4. Çocukların Velayeti ve Bakımı
Boşanmış çiftlerin çocuklarının bakımı, boşanma hukuku çerçevesinde ele alınır. Hangi ebeveynin çocuğa bakacağı, hangi düzenlemelerin yapılacağı ve çocuğun menfaatine en uygun çözüme ulaşılması konuları karara bağlanır. Velayet hakkı, çocukların eğitim ve yaşam koşullarını doğrudan etkileyen önemli bir karardır.
5. Eşler Arasındaki Haklar ve Yükümlülükler
Boşanma ile birlikte, eşler arasındaki mali yükümlülükler de yeniden düzenlenir. Nafaka ödemeleri, mal paylaşımı ve diğer yasal sorumluluklar, boşanma hukukunun kapsamına girer.
Boşanma
Aile, toplumun temel yapı taşıdır ve genellikle hukuksal bir işlem olan evlenme sözleşmesi ile kurulur. Bu sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte eşler, evlenmeden önceki hukuksal durumlarından farklı olarak "evli" statüsüne geçerler ve yeni bir hukuki konum kazanırlar. Bu durum, taraflara çeşitli haklar tanırken aynı zamanda bazı sorumluluklar da yükler.
Her evlilik, normal şartlar altında ölene dek sürmesi beklenerek kurulmaktadır. Evlilik kararı alan bireyler, aile kurarak daha huzurlu, mutlu ve geleceğe yönelik bazı sonuçlar (çocuk sahibi olma, yalnız kalmama, ortak bir yaşam sürme vb.) elde etme umuduyla hareket ederler. Ancak bazı durumlarda evlilikte uyumlu ve sağlıklı bir yapı oluşmayabilir. Bu gibi durumlarda bireyler, daha huzurlu bir yaşam sağlamak amacıyla boşanmaya karar verebilirler. Evlilik, Medeni Kanun’da belirtilen hükümler doğrultusunda yalnızca hâkim kararı ile sona erdirilebilir.
4721 sayılı Medeni Kanun’a göre boşanma davası iki şekilde açılabilir:
a) Anlaşmalı boşanma davası
b) Çekişmeli boşanma davası
Anlaşmalı boşanmalarda eşler, boşanmanın maddi ve manevi tüm sonuçları üzerinde uzlaşma sağlamaktadır. Çekişmeli boşanmalarda ise, taraflardan biri boşanmak istemez ya da her iki eş de boşanmak istese bile, boşanmanın hukuki sonuçları konusunda anlaşmazlık yaşanır.
Anlaşmalı Boşanma Davası
Anlaşmalı boşanma davası, boşanmak isteyen tarafların nafaka, mal paylaşımı ve çocuğun velayeti gibi önemli konularda kendi aralarında anlaşarak bir protokol çerçevesinde düzenledikleri ve mahkemeye başvurdukları bir dava türüdür. Anlaşmalı boşanma, Medeni Kanun Madde 166’da yer almaktadır.
Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için Medeni Kanun’un belirlediği şartlar şunlardır:
• Evlilik ilişkisi en az 1 yıl sürmüş olmalıdır.
• Eşlerin mali konular ve çocukların velayeti hakkında anlaştıklarını gösteren yazılı bir anlaşmalı boşanma protokolü bulunmalıdır.
• Anlaşmalı boşanma davası dilekçesi ve protokol ile yetkili mahkemeye başvurulmalıdır.
Anlaşmalı boşanma protokolünde dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan biri, müşterek çocukların velayetinin belirlenmesidir. Velayet, eşlerden birine verilebileceği gibi, eşler arasında da paylaştırılabilir. Velayete sahip olmayan ana veya babanın, çocuğu ile gerçekleştireceği kişisel görüşmelerin protokolde düzenlenmesi önemlidir. Velayet kendisine bırakılmayan eş, aynı zamanda ergin olmayan müşterek çocuğun giderlerine katkıda bulunmakla yükümlüdür ve TMK m.182/2 gereği iştirak nafakası ödemelidir. İştirak nafakasının miktarı ve ödeme zamanı, anlaşmalı boşanma protokolünde belirtilmelidir. Aksi takdirde hâkim, nafakanın netleştirilmesini taraflardan isteyebilir; eğer eşler tam olarak uzlaşamazsa hâkim bir belirlemede bulunarak bunu eşlerin onayına sunar.
Sonuç olarak yukarıda bahsedilen zorunlu unsurların yer aldığı anlaşmalı boşanma protokolünün hâkimce tamamen onaylanması yahut hâkimin anlaşmalı boşanma protokolünde yaptığı değişikliklerin taraflarca kabul edilmesi ile boşanma gerçekleşir.
Anlaşmalı boşanma sürecini tercih eden eşler, yasal sınırlamalar çerçevesinde ve kendi iradeleriyle mal rejimi tasfiyesi, müşterek çocuklarının üçüncü kişilerle olan ilişkileri ve tedbir nafakası gibi konuları anlaşmalı boşanma protokolünde düzenleyebilirler.
Çekişmeli Boşanma
Çekişmeli boşanma davası, eşlerin boşanmanın hukuki sonuçları üzerinde anlaşamaması durumunda ortaya çıkan bir boşanma türüdür. Eşler nafaka, tazminat veya velayet gibi konularda herhangi bir uzlaşmaya varamazlarsa, çekişmeli boşanma süreci devreye girecektir.
Boşanma, yasada belirtilen sebeplerin varlığı halinde ve yalnızca hâkim tarafından verilen bir karar ile gerçekleşir. Türk Medeni Kanunu'nda boşanma sebepleri, özel sebepler ve genel sebepler olarak iki gruba ayrılmaktadır.
Özel Boşanma Sebepleri
Türk Medeni Kanunu'na göre boşanmanın özel sebepleri arasında zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme, haysiyetsiz bir yaşam sürme, terk etme ve akıl hastalığı yer almaktadır.
Boşanma Davasında İspat
Boşanma davasını açan taraf, ileri sürdüğü boşanma nedenlerini kanıtlamak zorundadır. Davacı, zina, hayata kast, çok kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme, haysiyetsiz yaşam sürme, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğinin temelden sarsılması gibi boşanma sebeplerinden birine dayanarak boşanmak istediğini ve bu sebebi de ispat etmesi gerekecektir. Eğer davacı, açtığı davayı kanıtlayamazsa, davası reddedilecektir. Davacı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı, evliliğin artık çekilmez hale geldiğini ve eğer bir kusur iddiası varsa karşı tarafın kusurlu olduğunu ispatlamak zorundadır. Davacı, iddialarını kanıtlamak için mutlaka hukuka uygun deliller sunmalıdır. Hukuka aykırı deliller, hükme esas alınamaz. Ayrıca, davasını kanıtlamak amacıyla hukuka aykırı delil sunan taraf, savcılık soruşturması ile karşılaşabilir.
Boşanma Davasında Delil
Boşanma davalarında delil, tarafların iddialarını kanıtlamak ve sürecin adil bir şekilde sonuçlanmasını sağlamak açısından son derece önemlidir. Özellikle çekişmeli boşanmalarda, her iki tarafın da iddialarını desteklemek için delillerin sunulması gerekmektedir. Bu deliller, mahkemenin kararını etkileyecek en önemli unsurlar arasında yer alır.
Boşanma davasında hukuka uygun olmak koşulu ile mahkemeye birçok delil sunulabilir.
• SMS,
• Fotoğraflar, Twitter, Facebook gibi sosyal medya
paylaşımları ve mesajları,
• Otel kayıtları,
• Kamera görüntüleri,
• Whatsapp yazışmaları,
• Notlar,
• Yazışmalar,
• Tanık,
• Bilirkişi incelemesi,
• Ekonomik ve sosyal durum araştırması,
• Kolluk araştırması,
• Banka kayıtları,
• Mahkeme dosyaları,
• Pasaport giriş çıkış kayıtları,
• Kredi kartı slipleri ve ekstreleri gibi birçok delil öne sürülebilecektir.
Nafaka Davası ve Nafaka Çeşitleri
Nafaka; bir kişinin geçindirmekle yükümlü olduğu kimseye ya da kimselere mahkeme kararıyla verdiği aylık ödeme olarak tanımlanır. Medeni Kanun'da boşanma ile ilgili üç çeşit nafaka düzenlenmiştir:
- Tedbir Nafakası
- İştirak Nafakası
- Yoksulluk Nafakası
Tedbir Nafakası
Boşanma davası açıldığında, mahkeme tarafından, davanın süresi boyunca eşlerin barınması, geçimi ve çocukların bakım ve korunması gibi önlemler gereği hükmedilen nafaka türüdür. Tedbir nafakası, taraflardan birinin boşanma davası nedeniyle zor durumda kalabileceği hallerde gündeme gelir. Bu nafaka türü, yalnızca boşanma davası devam ederken talep edilebilir. Hâkim, eşlerin mal varlıklarını ve ekonomik durumlarını inceledikten sonra, maddi olarak güçsüz durumda olan tarafa tedbir nafakası ödenmesine karar verebilir. Tedbir nafakasına hâkim kendiliğinden karar verebileceği gibi, davanın herhangi bir aşamasında taraflar da talep edebilir. Boşanma davası sırasında belirlenen tedbir nafakası, kararın kesinleşmesiyle sona erer.
İştirak Nafakası
Boşanma sonucunda çocuğun velayetini alan ve çocuğa fiilen bakan eş, çocuğun masraflarına katkıda bulunması için diğer taraftan nafaka talep etme hakkına sahiptir. Velayeti alan eş, iştirak nafakası ile çocuğun sağlık, eğitim, barınma, giyim gibi giderlerini karşılayacaktır. İştirak nafakası, ergin olmayan çocuk için herhangi bir talep olmaksızın hâkim tarafından hükmedilen bir nafaka türüdür. Bu nafaka türünde eşlerin kusur durumu önemli değildir. Çocuk için ödenecek nafaka miktarı; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ve genel ihtiyaçlarına göre belirlenir.
İştirak nafakası, genel olarak çocuğun 18 yaşını doldurması, evlenmesi veya mahkeme kararıyla ergin kılınması durumunda sona erer. Ancak, çocuk ergin olsa bile eğitim hayatına devam ediyorsa, eğitim süresi boyunca (üniversite, yüksek lisans gibi) iştirak nafakası ödenmeye devam edilir.
Yoksulluk Nafakası
Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimini sağlamak için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka talep edebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru dikkate alınmaz. (TMK m. 175)
Yoksulluk nafakası talep edebilmenin ilk koşulu, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmüş olmaktır. Yargıtay, yoksulluk kavramını her somut olayda farklı bir şekilde değerlendirmiştir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatlarında; yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür ve eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için gerekli harcamaları karşılayacak geliri olmayanların yoksul olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yargıtay, somut olayın özelliklerine göre nafaka alacaklısının dul ve yetim olması, yaşlılık maaşı alması veya asgari ücretle çalışması gibi durumlarda yoksulluğun ortadan kalkmadığını kabul etmektedir.
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi talep şartına bağlıdır. Hâkim, talep olmaması durumunda yoksulluk nafakasına kendiliğinden hükmedemez.
Yoksulluk nafakasına süresiz olarak hükmedilir. Ancak, nafaka alacaklısının evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü durumunda kendiliğinden sona erer; yoksulluğun ortadan kalkması, nafaka alacaklısının evlenmeden fiilen evliymiş gibi başka biriyle birlikte yaşaması veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi durumunda ise mahkeme kararıyla kaldırılabilir.
Velayet
Velayet, bir çocuğun ergin olana kadar anne ve babasının gözetimi altında büyütülmesidir. Evlilik süresi boyunca anne ve baba velayeti birlikte kullanır. Boşanma durumunda ise ergin olmayan çocuk, hâkim kararıyla kime bırakılmışsa, velayet o ebeveynde olur. Mahkeme, velayete ilişkin kararını çocuğun bakım ve gözetiminin hangi ebeveyn tarafından daha iyi sağlanacağı, çocuğun okulu, sağlığı gibi durumları göz önünde bulundurarak verir. Çocuğun üstün yararı her zaman öncelikli olarak dikkate alınır. Velayet kararında çocuğun anne bakımına ihtiyaç duyup duymadığı da önemli bir faktördür. Yargıtay’ın yerleşik kararları doğrultusunda, 7-8 yaşına kadar olan çocukların velayeti genellikle anneye verilmektedir. Bu yaş grubundaki çocukların velayet hakkı, yalnızca istisnai durumlarda babaya devredilmektedir. Çocuk, idrak yaşındaysa, mahkeme huzurunda dinlenebilir. Dinleme sırasında, duruşma salonundan anne ve baba çıkarılır ve pedagog eşliğinde çocuğa, anne yanında mı yoksa baba yanında mı kalmak istediği sorulur. Eğer çocuk mahkemede dinlenmiyorsa, sosyal inceleme raporu için uzman pedagog tarafından çocuğun görüşü alınır ve bu görüşün etkilenip etkilenmediği raporda belirtilir. Tüm bu unsurlar, velayet kararını etkilemektedir.
Mal Paylaşımı
Evlilik birliği sona erdiğinde, eşlerin evlilik süresince edindikleri malların paylaşımına dair yasal bir düzenleme yapılır. Evliliğin sona ermesi, sadece duygusal değil, ekonomik açıdan da önemli sonuçlar doğurur. Mal paylaşımı, boşanma sürecinin en karmaşık ve dikkat edilmesi gereken alanlarından biridir. Bu süreç, tarafların sahip olduğu mal varlıklarının adil bir şekilde bölüştürülmesi gerektiği için büyük bir özen gerektirir.
Boşanma davalarında mal paylaşımının nasıl yapılacağı, Medeni Kanun'un belirlediği kurallara göre şekillenir. Ancak, her evlilik farklıdır ve bu nedenle her mal paylaşımı da kendine özgü olabilir.
Boşanmada Mal Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Mal paylaşımı, evlilik süresince edinilen malların tarafların katkıları ve mal rejimine göre dağıtılmasıdır. Evlilik öncesi ve sonrasında edinilen malların paylaşımı, mal rejimi adı verilen bir sistem çerçevesinde gerçekleştirilir. Türkiye’de uygulanan başlıca mal rejimleri şunlardır:
1. Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi (Yasal Mal Rejimi)
Türkiye'deki en yaygın mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimidir. Bu rejim, boşanma sırasında eşlerin evlilik süresince kazandıkları malların eşit bir şekilde paylaşılmasını öngörür. Yani, eşlerden biri bir mal edinmişse, diğer eşin de buna katkıda bulunduğu kabul edilir.
Bu rejimde, yalnızca evlilik süresi içinde edinilen mallar paylaşılır. Evlilik öncesi sahip olunan mal varlıkları ve kişisel eşyalar paylaşım dışındadır. Örneğin, eşlerden birinin evlilik süresince aldığı bir ev veya araba paylaşılabilirken, evlilik öncesi sahip olduğu mallar paylaşımda yer almaz.
2. Mal Ayrılığı Rejimi
Mal ayrılığı rejiminde, her eşin sahip olduğu mal ve gelirler ayrı tutulur. Yani, eşler evlilik süresince elde ettikleri gelirleri ve mal varlıklarını kendi adlarına saklar. Bu durumda, boşanma sonrası mal paylaşımı yapılmaz çünkü her eşin malı kendi malı olarak kabul edilir.
3. Paylaşmalı Mal Rejimi
Paylaşmalı mal rejimi, daha nadir tercih edilen bir rejimdir ve eşlerin evlilik süresi boyunca kazandıkları malları belirli oranlarda paylaşmalarını sağlar. Bu rejim, taraflar arasında özel bir anlaşma ile belirlenebilir.
Boşanma süreci, taraflar için duygusal ve hukuki açıdan karmaşık bir dönem olabilir. Elif Akdağ Hukuk Bürosu, Kocaeli İzmit boşanma avukatı olarak anlaşmalı boşanma davalarınızda size rehberlik etmek ve süreçteki her adımda profesyonel destek sağlamak için yanınızdadır. Anlaşmalı boşanma protokolünün hazırlanması, hâkim karşısında savunmaların sunulması ve süreçle ilgili tüm yasal işlemler konusunda uzman ekibimiz size yardımcı olacaktır.
Elif Akdağ Hukuk Bürosu, boşanma davalarında müvekkillerine profesyonel bir destek sunmaktadır. Boşanma davasında kullanılacak delillerin toplanması, düzenlenmesi ve mahkemeye sunulması konusunda uzman ekibimiz size rehberlik eder. Boşanma sürecinde, doğru ve etkili delil kullanımı, davanın seyrini önemli ölçüde etkileyebilir.
Her durumda, hukuki süreçte haklarınızı en iyi şekilde savunmak için yanınızdayız.
Eğer boşanma davası açmayı düşünüyorsanız, size rehberlik etmek ve süreci adil bir şekilde yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.